8 Ağustos 2020 Cumartesi

AKRAN ZORBALIĞI

Danışanların izniyle

Bülent 6 yaşında anasınıfı öğrencisidir. Sınıfında fiziksel olarak kendisinden daha iri olan akranı tarafından dışlanıyor. Akranı zamanla sınıf içerisinde elindeki defterle sert bir şekilde Bülent’in kafasına vurarak fiziksel şiddet uygulamaya başlıyor. Sıraya geçecekleri zaman Bülent’i çekiştirerek arkaya doğru iterek önüne geçiyor. Bülent’in akran zorbalığına maruz kalması sonucunda davranışlarında bir takım değişmeler meydana geliyor. Bülent’in son zamanlarda oyuncaklarıyla çok sert oynaması ve oyuncaklarına zarar vermesi annesinin dikkatini çekiyor…

Emre 8 yaşında ilkokul 3. Sınıf öğrencisidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite Bozukluğu tanısı var. Okul içerisinde teneffüslerde bir arkadaşı Emre’yi sürekli kantine götürerek kendisine yiyecek bir şeyler aldırıyor. Emre’ye kendisine bir şeyler almazsa onula olan arkadaşlığını bitireceğini söylüyor. Bir zaman sonra kantin çalışanlarının durumu fark etmesi ile olay anlaşılıyor…

Selin lise 2. sınıf öğrencisidir. Sınıf içerisinde aşırı kiloları yüzünden bazı arkadaşları Selin’le dalga geçiyor. Kiloları yüzünden sınıfta  arkadaşları Selin’in yanında oturmak istemiyor. Selin bir süre sonra sosyal ortamlardan çekilmeye başlıyor. Okula gitmek istemiyor ve akademik başarısında düşme meydana geliyor. Davranışlarındaki bu değişikliklerden dolayı ailesi bir süre sonra   Selin’i  doktora götürüyor. Selin kaygı bozukluğu tanısı alıyor…

 

Akran zorbalığı günümüzde okul çağına gelen ve okula başlayan bir çocuğun karşılaşabileceği önemli sorunlardan biridir. Saldırganlığın bir türü olarak değerlendirebileceğimiz akran zorbalığını; çocukların, çocuk olmalarından kaynaklanan bazı davranışlarından kesin olarak ayırmak gerekir. Çünkü yapılan bir davranışın akran zorbalığı olması için bir takım şartlar taşıması gerekmektedir. Bu şartlar arasında orantısız güç kullanımı, bu durumun sürekliliğinin devamı ve kasıtlı olarak yapılmasını sayabiliriz.

Okullar, öğrencilerin hem akademik hem de toplumsal değerleri kazanıp, sosyalleşme sürecinin devam ettiği ve burada çocukların toplumun bir parçası haline geldiği yerdir. Okullar toplumun ortak kültürünün, benzer davranış ve tutumlarının aynı zamanda iletişim becerilerinin kazandırılmasında önemli roller üstlenirler. Bu gerekçelerle okullar, öğrencilerin en çok zaman geçirdikleri ve en güvenilir ortamların başında gelir. Ancak son yıllarda okullar öğrencilerin ve öğretmenlerin güvenliğini tehdit eden kurumlar haline gelmişlerdir. Bunun  sonucunda  okullarda akran zorbalığının önlenmesi ile ilgili tedbirlerin alınması, bu alanda yapılan çalışmaların sayısının artmasına neden olmuştur.

Zorbalık konusunda yapılan çalışmalar zorbalığın birçok türü olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sözel zorbalık (İsim takma, alay etme, dedikodu yapma), fiziksel zorbalık (Vurma, tokat atma, tehdit etme, tekme atma…), duygusal (gruptan dışlama, aşağılama, eşyalara zarar verme), cinsel (elle taciz, cinsellik içeren sözler) olarak gruplandırmıştır.

Zorbalık davranışının ortaya çıkmasında; öğrencinin cinsiyeti, yaşı, okul ortamı, ebeveyn tutumları ve davranışları, arkadaş çevresi gibi birçok neden etkili olabilir. Bunun yanında zorba öğrenciler okul kurallarına uymazlar. Ebeveynlerine, öğretmenlerine ve yetişkinlere karşı çıkan kişilik özellikleri gösterirler. Yapılan araştırmalar erkek öğrencilerin, kızlara oranla daha çok zorbalık yaptığını ortaya koymuştur. Zorbalar; daha çok zarar vermekten ve acı çektirmekten zevk alır. Kendilerinden daha güçsüz öğrencilere zorbaca davranışlarda bulunurlar.

Zorbalığa maruz kalan öğrenciler ise; diğer öğrencilere göre kendilerini daha güvensiz ve kaygılı hisseder, duygusal ve sessizdirler. Güvensizlik ve kaygı durumu öğrencinin tek başına halledebileceği, baş edebileceği bir durum değildir. Özellikle ebeveynlerin, okul rehber öğretmeninin ve okul yöneticilerinin sergileyeceği tavırlar çok önemlidir. Çocuğun yaşadığı durumu anne-babasıyla paylaşabilmesi ve anne-babanın yaşanan durum karşısında gösterdiği tutumlar çocuğun güven duygusu üzerinde etkili olacağından, çocuğun akran zorbalığıyla tek başına baş edemeyeceğini özellikle bilmemiz gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz durum akran zorbalığı konusunda bir farkındalık oluşturmamızı gerektirmektedir. Okullarda karşımıza çıkan zorbaca davranışlar karşısında; öğretmen, yönetici ve diğer personel tutumları bu davranışların tekrar edilmemesi ve olumsuz davranışların model alınmaması açısından   farkındalık oluşturma açısından önemlidir.

Son zamanlarda sosyal medyaya yansıyan olaylardan akran zorbalığının yaygınlaştığını ve toplum için bir tehdit unsuru olduğunu görmekteyiz. Bu durum tüm ülkeler için geçerli hale gelmiştir. Zorbalığın, önlem alınmazsa ciddi fiziksel ve ruhsal travmalara neden olabileceğini de biliyoruz. Sonuç olarak öğrencilerin kurban, zorba veya hem zorba hem kurban rolünü üstlendikleri bir durumla karşı karşıya kalmamız dolayısıyla okul ortamının daha güvenli bir hale gelebilmesi için, akran zorbalığını engellemeye yönelik bir takım stratejiler geliştirmek durumundayız. Akran zorbalığının; öğrenci, okul ve aile işbirliğiyle olumsuz sonuçları ortadan kaldırılabilir. Bu süreçte zorbalığa müsaade etmemek, okulda denetimi arttırmak, çeşitli sosyal etkinliklerde bulunmak akran zorbalığının ortaya çıkmasını azaltabilir.

Psikolog Gülşah Güven Ataşoğlu
Elan Vital Danışmanlık Merkezi
 0 536 562 60 88

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DİSLEKSİ

“Disleksili olmanın ne demek olduğunu asla anlayamayacaksınız. Bu alanda ne kadar uzun süredir çalışıyor olursanız olun, isterseniz çocuklar...