Danışanların izniyle
Bülent
6 yaşında anasınıfı öğrencisidir. Sınıfında fiziksel olarak kendisinden daha
iri olan akranı tarafından dışlanıyor. Akranı zamanla sınıf içerisinde elindeki
defterle sert bir şekilde Bülent’in kafasına vurarak fiziksel şiddet uygulamaya
başlıyor. Sıraya geçecekleri zaman Bülent’i çekiştirerek arkaya doğru iterek
önüne geçiyor. Bülent’in akran zorbalığına maruz kalması sonucunda
davranışlarında bir takım değişmeler meydana geliyor. Bülent’in son zamanlarda
oyuncaklarıyla çok sert oynaması ve oyuncaklarına zarar vermesi annesinin
dikkatini çekiyor…
Emre
8 yaşında ilkokul 3. Sınıf öğrencisidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite
Bozukluğu tanısı var. Okul içerisinde teneffüslerde bir arkadaşı Emre’yi
sürekli kantine götürerek kendisine yiyecek bir şeyler aldırıyor. Emre’ye
kendisine bir şeyler almazsa onula olan arkadaşlığını bitireceğini söylüyor.
Bir zaman sonra kantin çalışanlarının durumu fark etmesi ile olay anlaşılıyor…
Selin
lise 2. sınıf öğrencisidir. Sınıf içerisinde aşırı kiloları yüzünden bazı
arkadaşları Selin’le dalga geçiyor. Kiloları yüzünden sınıfta arkadaşları Selin’in yanında oturmak
istemiyor. Selin bir süre sonra sosyal ortamlardan çekilmeye başlıyor. Okula
gitmek istemiyor ve akademik başarısında düşme meydana geliyor.
Davranışlarındaki bu değişikliklerden dolayı ailesi bir süre sonra Selin’i
doktora götürüyor. Selin kaygı bozukluğu tanısı alıyor…
Akran
zorbalığı günümüzde okul çağına gelen ve okula başlayan bir çocuğun
karşılaşabileceği önemli sorunlardan biridir. Saldırganlığın bir türü olarak
değerlendirebileceğimiz akran zorbalığını; çocukların, çocuk olmalarından
kaynaklanan bazı davranışlarından kesin olarak ayırmak gerekir. Çünkü yapılan
bir davranışın akran zorbalığı olması için bir takım şartlar taşıması
gerekmektedir. Bu şartlar arasında orantısız güç kullanımı, bu durumun
sürekliliğinin devamı ve kasıtlı olarak yapılmasını sayabiliriz.
Okullar,
öğrencilerin hem akademik hem de toplumsal değerleri kazanıp, sosyalleşme
sürecinin devam ettiği ve burada çocukların toplumun bir parçası haline geldiği
yerdir. Okullar toplumun ortak kültürünün, benzer davranış ve tutumlarının aynı
zamanda iletişim becerilerinin kazandırılmasında önemli roller üstlenirler. Bu
gerekçelerle okullar, öğrencilerin en çok zaman geçirdikleri ve en güvenilir
ortamların başında gelir. Ancak son yıllarda okullar öğrencilerin ve
öğretmenlerin güvenliğini tehdit eden kurumlar haline gelmişlerdir. Bunun sonucunda
okullarda akran zorbalığının önlenmesi ile ilgili tedbirlerin alınması,
bu alanda yapılan çalışmaların sayısının artmasına neden olmuştur.
Zorbalık
konusunda yapılan çalışmalar zorbalığın birçok türü olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Sözel zorbalık (İsim takma, alay etme, dedikodu yapma), fiziksel zorbalık
(Vurma, tokat atma, tehdit etme, tekme atma…), duygusal (gruptan dışlama,
aşağılama, eşyalara zarar verme), cinsel (elle taciz, cinsellik içeren sözler)
olarak gruplandırmıştır.
Zorbalık
davranışının ortaya çıkmasında; öğrencinin cinsiyeti, yaşı, okul ortamı, ebeveyn
tutumları ve davranışları, arkadaş çevresi gibi birçok neden etkili olabilir. Bunun
yanında zorba öğrenciler okul kurallarına uymazlar. Ebeveynlerine,
öğretmenlerine ve yetişkinlere karşı çıkan kişilik özellikleri gösterirler. Yapılan
araştırmalar erkek öğrencilerin, kızlara oranla daha çok zorbalık yaptığını
ortaya koymuştur. Zorbalar; daha çok zarar vermekten ve acı çektirmekten zevk
alır. Kendilerinden daha güçsüz öğrencilere zorbaca davranışlarda bulunurlar.
Zorbalığa
maruz kalan öğrenciler ise; diğer öğrencilere göre kendilerini daha güvensiz ve
kaygılı hisseder, duygusal ve sessizdirler. Güvensizlik ve kaygı durumu
öğrencinin tek başına halledebileceği, baş edebileceği bir durum değildir. Özellikle
ebeveynlerin, okul rehber öğretmeninin ve okul yöneticilerinin sergileyeceği
tavırlar çok önemlidir. Çocuğun yaşadığı durumu anne-babasıyla paylaşabilmesi
ve anne-babanın yaşanan durum karşısında gösterdiği tutumlar çocuğun güven
duygusu üzerinde etkili olacağından, çocuğun akran zorbalığıyla tek başına baş
edemeyeceğini özellikle bilmemiz gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz durum akran
zorbalığı konusunda bir farkındalık oluşturmamızı gerektirmektedir. Okullarda
karşımıza çıkan zorbaca davranışlar karşısında; öğretmen, yönetici ve diğer
personel tutumları bu davranışların tekrar edilmemesi ve olumsuz davranışların
model alınmaması açısından farkındalık oluşturma açısından önemlidir.
Son
zamanlarda sosyal medyaya yansıyan olaylardan akran zorbalığının
yaygınlaştığını ve toplum için bir tehdit unsuru olduğunu görmekteyiz. Bu durum
tüm ülkeler için geçerli hale gelmiştir. Zorbalığın, önlem alınmazsa ciddi
fiziksel ve ruhsal travmalara neden olabileceğini de biliyoruz. Sonuç olarak öğrencilerin
kurban, zorba veya hem zorba hem kurban rolünü üstlendikleri bir durumla karşı
karşıya kalmamız dolayısıyla okul ortamının daha güvenli bir hale gelebilmesi
için, akran zorbalığını engellemeye yönelik bir takım stratejiler geliştirmek
durumundayız. Akran zorbalığının; öğrenci, okul ve aile işbirliğiyle olumsuz
sonuçları ortadan kaldırılabilir. Bu süreçte zorbalığa müsaade etmemek, okulda
denetimi arttırmak, çeşitli sosyal etkinliklerde bulunmak akran zorbalığının
ortaya çıkmasını azaltabilir.
Psikolog Gülşah Güven Ataşoğlu Elan Vital Danışmanlık Merkezi 0 536 562 60 88 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder