“Disleksili olmanın ne demek olduğunu asla anlayamayacaksınız. Bu alanda ne kadar uzun süredir çalışıyor olursanız olun, isterseniz çocuklarınız da disleksili olsun, tüm çocukluğunuz boyunca aşağılanmanın ve hemen hemen her gün size hiçbir şeyde başarılı olamayacağınızın öğretilmesinin nasıl bir duygu olduğunu asla anlayamayacaksınız.”
Jackie Stewart
“Uçan İskoçyalı” lakaplı Formula 1 pilotu
Disleksinin yıllardır süregelen
araştırmalara rağmen her disiplin tarafından kabul edilen kesin ve tartışmasız
bir tanımı yoktur. Psikolog Andrew Ellis disleksinin kesinlikle bir okuma
bozukluğu olmadığını söylemiştir. Beynin okumak için evrilmediğini gösteren araştırmalar
düşünüldüğünde disleksiyi sadece “okuma bozukluğu” olarak tanımlamak oldukça
eksik kalır kanımca da.
Nörobiyolojik araştırmalar dislektik
çocuklarda okuma için gerekli bilişsel, algısal ya da motor süreçlerin beyinde
farklı gerçekleştiğini gösterir.
Disleksili çocuklar; göz ve kulak
gibi motor işlev gerektiren bir görevin bileşenlerini eksiksiz, seri ve hızlı
bir şekilde birleştirmeleri gerektiğinde oldukça zorlanırlar. Disleksili
bireylerin birçoğunun beyninde hızla sunulmuş iki görsel tek bir uyarılma gibi
gözükür çünkü kişi bu görsel bilgiyi yeterince çabuk işleyemez. Aynı spektrum
içinde yer alan bireyler farklı özelliklere sahip olabilirler. Bazı çocukları
dikkat, bellek gibi yürütücü süreçlerden okuma problemi yaşar. Bazı çocuklarda
dikkat ve okuma ile birlikte giden problemler ya da zamanlama ile alakalı
sorunlar vardır. Akademik anlamda yaşanan güçlükler ortak olsa da bunların
çeşit ya da düzeyi her bireyde farklı olabilir. Akademik olarak güçlük yaşayan
her çocuk disleksi tanısı almaz. Zekâ geriliği, göz ya da kulak ile ilgili
rahatsızlıklar, nörolojik bozukluklar, öğrenme için uygun bir çevrenin olmaması
ya da dilsel faktörler mutlaka değerlendirilmelidir.
Disleksi bireyler normal veya normal üstü zekâya sahiptir
ve genellikle çocukların okula başlamasıyla birlikte daha belirgin hale gelir.
Dislektik Bireylerde Gözlemlenebilir Davranışsal
Özellikler
· Ses Birim Farkındalığı – Fonolojik eksiklikleri olan çocuklar harf ve ses ilişkisini kelime, hece, kafiye düzeyinde anlama, kullanma ve yorumlamada zorluk yaşarlar. Ses birim farkındalığı ölçekleri bu çocukları anaokulunda ya da birinci sınıfta tespit etmeyi sağlar. Ses farkındalığı becerileri sözcüklerin aynı ya da farklı olup olmadığının ayırt edilmesi, heceleri birleştirme ya da ayırma, kafiyeyi tanıma, sözcükten ses çıkarma, ses ekleme, ilk sesi, son sesi tanıma gibi özellikleri kapsar.
· Adlandırma Hızı ( Otomatizasyon) – Beyin uzmanlaştığı bölgede otomatik bir hız yakalar. Akıcılık sorunları yaşayan çocuklar çoğu zaman küçük yaştan itibaren adlandırma hızı eksikleri sergiler. Mesela renkleri ya da basit görselleri isimlendirmede yavaştırlar. Bu çocuklar erken dönemde sürekli göz ardı edilir çünkü isimlendirmeleri yavaşta olsa yeterlidir. Otomatik hızlı isimlendirme testlerinde daha uzun süreye ihtiyaç duyan çocuklar sözcükleri okurken akıcı ve doğru okumada güçlük yaşarlar.
· Ortografik Farkındalik – Kelimelerin ses dizimi ile ilgili farkındalıktır. Kelimelerin doğru ya da yanlış yazıldığını fark etme, doğru ve hızlı yazma
· Morfolojik Farkındalık – Kelimelerin içindeki yapı birimlerini fark etme becerisidir. Örneğin; “çiçekler” kelimesindeki “-ler” çoğul ekinin bilinmesi. Ayrıca kelimenin anlamını, doğru yazılmasını ve doğru telaffuzunu sağlayan beceridir.
· İşleyen Bellek – Okuma ve yazma ile ilgili görevlerde sözle bilginin işler bellekte kodlanması, saklanması ve gerektiğinde kullanılması gerekir. İşler bellek ile ilgili yapılan testlerde dislektik çocuklar sözel bilgiye dayalı görevlerde ve kısa süreli bellekte zorlanırlar.
· Kelime Dağarcığı – Dislektik çocuklarda karşılaşılan durumlardan biri kelime dağarcığının yetersiz olmasıdır. Okuma-yazma becerilerinin edinilmesinde kelime dağarcığının fazla olması olumlu etki yaratır.
Bu veriler dikkate alındığında okul öncesi dönemde
gözlenen bazı belirtiler disleksi işareti olabilir.
- - Konuşma gelişiminin gecikmesi
- - Bebeksi ya da yaşının gerisinde
konuşma
- - Basit görsel ya da sembolleri, kavramları
isimlendirmede zorluk ya da yavaşlık
- - Ses farkındalığı becerilerinde
zorlanma
- - Birbirini takip eden uzun yönergeleri
takip etmekte zorlanma
Ebeveynlerin/Öğretmenlerin okuma güçlüğü yaşayan
çocukları erken ve yoğun bir müdahale programına yönlendirmeleri oldukça
önemlidir. Bu yönlendirme, zorlanmanın ilk işaretinden itibaren olmalı ve
zorlanan çocuklar için kapsamlı bir destek eğitim programı uygulanmalıdır. Geç
kalınan durumlarda çocukların anne ve babalarının baskıcı tutumları,
öğretmenlerinin eleştirisi, arkadaşlarının alayına maruz kalması sonucunda
içine kapanma, kaygı, özgüven eksikliği, davranış problemleri ile
karşılaşılabilir. Tarih boyunca başarılı dislektik bireyler her zaman olmuştur; Tom Cruise, Thomas Edison, Leonardo Da Vinci, …
Dolayısıyla dislektik çocukların var olan potansiyeli
en verimli şekilde kullanması eğer bir yeteneği varsa bu yönde eğitilebilmesi
için erken tanı önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder